Seydou Doumbia, Henri Bienvenu isimlerinin ortak yanı sadece Afrika kökenli olmaları değil. Doumbia'yı sadece 130.00 € 'ya kattılar kadroya 2008 yılında. Kashima Reysol takımından gelmişti İsviçre'ye. Hiç kimsenin adını bile duymadığı, takip etmediği bir takımdan. İsviçre'ye gelen Doumbia 2009-2010 sezonunda 53 maçta 38 gol atınca bir anda Rusya'nın en zengin kuluplerinden CSKA'nın ilgisini çekti ve 10 milyon €'ya transfer oldu. CSKA'da sergilediği performans İsviçre'dekinden farklı değil. Şu ana kadar oynanan 20 maçta 13 golu var.

Şimdi gelelim Türk sporseverlerinde çok merakla beklediği Henri Bienvenu ismine.Bienvenu hikayeside Doumbia'dan farklı değil ilk bakışta. Kuzey Afrika'nın en iyi takımlarından biri olan Esperance takımından geldi İsviçre takımına. İlk geldiğinde Doumbia olduğu için ve müthiş grafik sergilediği için forma şansı bulamadı ama yinede 2. adam olarak attığı 5 gol onun kadroda kalması için yeterliydi. Doumbia'nın satılmasından sonra bir anda kendine kadroda yer buldu. Taraftarlar Doumbia'nın satılmasından sonra tepkili olsalarda Bienvenu'nun onları doyuracağından habersizlerdi. 49 maç 22 golle tamamladı sezonu ve takımı adına attığı kritik gollerle taraftarının sevgilisi oldu. Şike soruşturması sebebiyle zor günler geçiren ve Niang'ı satmak zorunda kalan Fenerbahçe'nin ilgisini çeken Bienvenu 4 milyon €'ya transfer oldu Türkiye'ye. Herkes onu kapalı kutu olarak tanımlasada Bienvenu'nun bir anda parlayan oyun stili Türk sporseverleri doyuracaktır.



Şimdide gol atan oyuncuları besleyen yapboz parçalarından bahsedelim. David Degen ismi futbolseverlere Dortmund, Liverpool ismini çağrıştırabilir ama bu bahsedilen Degen, Philip'in kardeşi. Kariyeri Basel'de oynarken dibe çakılmış bir oyuncu Petkovic'le birlikte 360 derece döndü ve müthiş bir kanat oyuncusuna dönüştü. Karşısında oynayan oyuncuyu perişan eden hızı ve teknik özellikleriyle takımın en kilit oyuncularından birisi. Moreno Costanzo geçen sezon St.Gallen takımından gelmişti Young Boys'a ama 1 sezonda kalitesini gösterdi ve İsviçre milli takımınada seçildi. Klasik 10 numaralardan farklı olarak sürekli mücadele etmesi, top taşıması en büyük artısı.  Transfer başarılarından biriside son dönemde Udinese'ye pazarlamayı başarabildikleri Thierry Doubai. Stiliyle Zokora, Yaya Toure gibi geriden oyun kurabilen oyunculara benzettiğim Doubai sadece 2 milyon €'ya gitti Udinese'ye. Defansta 20 yaşındaki Francois Affolter'i unutmak olmaz tabiki. Bu oyuncuya kimse 20 yaşında diyemez. Geçen sezon tam 54 maça çıktı Affolter. Genç yaşına rağmen bu kadar maç oynaması, avrupada mücadele etmesi onun gelişim için çok önemli. Ve en son parça, Bienvenu ayrıldıktan sonra takımda yer bulmaya başlayan Emmanuel Mayuka. Şu ana kadar 7 maçta 4 gol atması bile onun 1-2 yıl sonra ne hale geleceğinin kanıtı.




Tabiki bu kadar nokta atışı yapan adamı unutmak olmaz. Bu sezon ülkemizde Samsunspor'u çalıştıracak Petkovic bu başarının mimarı diyebiliriz. Onun araştırmacı kişiliği, rakibi boğan oyun tarzıyla forvetleri durdumak çok zor oluyor. Umarım Samsunspor'da onun her işine karışılmaz ve istediği oyuncular alınır sadece. Petkovic, Bielsa'nın Şili'sinden sonra rakibi bu derece bozabilen tek teknik direktör. Şu da unutulmasın oyun bozmak sadece sert girmek değildir. Sürekli hucum pres yapması sebebiyle Young Boys karşısında çok zorlanıyor takımlar. Ülkemizdeki gibi rakibi yıldırarak bozmuyor rakibi. Ve en önemlisi harcadığından daha fazlasını kazandırıyor takıma .Vladimir Petkovic geldikten sonra transferde kazanılan para ; 25 milyon 750 bin € . Ve harcanan miktar sadece 5 milyon 370 bin €. Kazanılan başarıların yanında, kulube gelen müthiş bir para.